Ek Beslenme ve Anne Sütü
EK BESİNLERE GEÇİŞ DÖNEMİ
Çocuğu büyüme ve gelişmesine uygunluk gösteren iç içe girmiş üç beslenme döneminden geçmektedir.
- Sadece anne sütü dönemi
- Anne sütü ve ek gıda dönemi
- Erişkin diyetidir.
Anne sütünden ek gıdalara geçişte esas problem ne zaman ve hangi gıdaların başlanması gerektiğidir.
Erken ek gıdalara başlanması sindirim sisteminin tam gelişmemiş olması nedeni ile ishal ve besin allerjilerinde artmaya neden olmaktadır.
Emmede azalmaya bağlı anne sütünün azalması, ishalli hastalıklar, doğru ve yeterli besinlerin verilmemesi nedenleri ile de malnütrisyon gelişir.
Annenin erken ek gıdaya başlamasının en önemli nedenleri ise annenin sütünün yetmediğini düşünmesi, annenin yanlış bilgilendirilmesi, bebeğin büyüme izleminin yapılmamasıdır
- Ek gıdalara geç başlanması ise anne sütünün yetersiz kalması ile büyümede yavaşlama, immün yetmezlik ve büyümede yavaşlamaya neden olacaktır.
- Uygunsuz besin seçimi protein enerji eksikliğine ve mineral-vitamin eksikliği ile sonuçlanacaktır
Ek gıdalara başlama dönemi ile çok erken olması ilgili durumlar;
- Artmış ishal ve allerjik hastalıklar (barsak gelişiminde yavaşlamaya bağlı)
- Anne sütünde azalma (ek gıdalar nedeni ile çocuğun emme isteği azalmakta)
Ek gıdalara başlama dönemi ile uygun olması ilgili durumlar (5-6. Aylar arasında)
- Besin içeriği yeterli (Kalori, protein, demir, çinko, vitamin A ve vitamin D içeriği yeterli)
- Hijyen koşullarına uyularak toplumun kültürel yapısına uygun yiyecekler ile (o ülkede mevcut olan ve toplumca kabul edilebilen)
Ek gıdalara başlama döneminin geç olması ile ilgili durumlar;
- Büyüme geriliği (Anne sütü tek başına kalorik olarak yetersiz hale gelmektedir)
- İmmün sistemde yetmezlik (Yetersiz enerji ve protein alımı sonucu)
- İshalli hastalıklarda artma (İmmün sistemde yetersizlik sonucu)
- Malnütrisyon (Yetersiz kalori alımı ve ishalli hastalıklara bağlı)
- Mikronütrient eksikliği
Ek gıdalara başlanmasında her çocuk için kesin bir yaş yoktur. Ek gıdalara başlanmasını belirleyen en önemli faktör çocuğun gelişim basamağı, böbrek fonksiyonlarının artması ve sindirim sisteminin olgunlaşmasıdır. Bu da 5-6 ay arasında, her çocuk için farklı bir zamanda olmaktadır
Yeterli kalori ve protein oranına sahip olması ve yüksek biyolojik yararlanırlılığı nedeni ile anne sütü ilk 5-6 ay tek başına yeterlidir. Bu dönemde böbreklerin konsantrasyon ve sekresyon kapasiteleri düşüktür. Anne sütü bu dönemde en ideal besindir.
Yenidoğan bebeklerin mide kapasiteleri küçük ve bağırsak geçiş zamanları kısa olması nedeni ile az miktarda ve sık beslenmeleri gerekir.
Term bebekte barsak laktaz, sukraz, maltaz ve glukoamilaz enzimleri yeterli düzeydedir.
Tükrük amilazı yenidoğanda çok düşüktür ve üç aylık çocukta erişkinin 1/3’üne ulaşır. Pankreatik amilaz altı aylık bebekte erişkin düzeyine ulaşır.
Safra tuzları miçel oluşumu için yetersizdir ve birinci ayın sonunda artar.
Pepsin ve asit salınımı iki yaşında erişkin düzeyine ulaşır.
Sindirim sisteminin yabancı proteinlere karşı koruyucu mekanizması tam gelişmemiştir. Anne sütü bu mekanizmanın gelişmesini sağlarken yabancı protein ve patojenlerle çocuğun karşılaşmasını engeller.
Bu sürede yutma refleksi zayıftır ve kaşıkla verileni ağızdan çıkartma eğilimindedirler. İlk 5-6 ay bebeğin emerek beslenme evresidir. Bu sürede bebek kaşıkla verileni yeterli yutamaz ve ağzından geri çıkartmaya eğilimlidir
Altıncı aydan başlayarak hayatın ikinci yılına kadar baş kontrolü, ince ve kaba motor basamaklarında ilerleme ile fizyolojik ve nörolojik olgunlaşma görülmektedir.
Ek gıdalara geçiş ile kaşıkla beslenme, çiğneme, parmakları ile besinleri tutarak kendini besleyebilme, kaptan bağımsız beslenme ve kaşık-çatal kullanabilme çocuğun beslenme basamaklarını oluşturur.
- Bununla birlikte dil çıkarma refleksi 5-7. aylarda kaybolur ve kaşıkla verileni alabilir.
- Sekizinci ayda yardımsız oturabilir ve dil hareketleri daha da gelişir; böylece daha katı yiyecekleri yiyebilir.
- Onuncu ayda çiğnemeye başlar ve elindeki yumuşak besinleri ısırabilir.
- Bir yaşında tüm besin maddelerinden yiyebilir ve iki elini kullanarak kaptan sıvı gıda içebilir.
- İkinci yaşın sonunda yiyecekleri diğer maddelerden ayırabilir.
Anne sütünden ek gıdalara geçişte gelişim basamakları yanında çevrenin etkisi de vardır.
Ek gıdalara başlama yaşı annenin süt üretme kapasitesi ve bebeğin besin ihtiyacını karşılayacak besinlerin olup olmamasına göre de değişir.
Genel olarak pratik bir hesapla doğum ağırlığını iki katına çıkmış çocuk ek gıdalara başlamak için hazırdır.
Ek besin verilirken özelikle dikkat edilecek noktalar;
- Her yeni gıdaya tek tek başlanmalı ve çok az miktarda (bir yemek kaşığı) verilmelidir
- Bebeğin alımına uygun olarak 3-4 gün içinde miktarı artırılmalıdır
- Yeni bir gıdaya bu üç günün sonunda başlanmalıdır.
- Böylece çocuğun bir besin maddesine olan allerjisi tespit edilebilir
- İlk kez verilecek besinler bebek açken denenmelidir
- Bebek istemediği bir besini alması için zorlanmamalı bir süre ara verip bir-iki hafta sonra tekrar denenmelidir
- Ek gıdalar tek öğün olarak başlanır.
Bebek altı aylık olduğunda anne sütüne ek olarak günde 2- 4 öğün ek gıda alabilir.
Ek gıdalara geçerken önce tekli besin grubu (yoğurt, taze meyve suları) kullanılır daha sonra çoklu karışımlara (çorba…) geçilir.
Bebeğe verilecek ek besinlerin protein, demir, çinko, vitamin D ve vitamin A’dan zengin olmasına dikkat edilmelidir.
- Bebeklere doğal ve taze hazırlanmış besinler verilmelidir. Konserve, dondurulmuş yiyecekler, katkı maddeli hazır besinler bebeğe verilmemelidir.
Bebek için hazırlanan besinler iki saat içinde tüketilmelidir. İki saatten uzun süre oda ısında bekletilen yiyecekler kullanılmamalıdır.
Uygun saklama koşulları yoksa (buzdolabı gibi) beslenme sonrası artan miktarlar atılmalıdır.
Besinler hazırlanmadan ve bebek beslenmeden önce eller mutlaka yıkanmalıdır.
Bebeğe verilecek besinler hazırlanırken gıda hijyenine uyulmalıdır.
Besinlerin hazırlanmasında kaynatılmış su kullanılmalıdır.
Tüm besinler sadece kaşık ile verilmelidir.
Ek gıdaların verilmesinde biberon kullanılmamalıdır.
- Koyu kıvamlı besinler emzikten emilirken boğulmaya neden olabilir.
- Biberon ile ek gıdaların verilmesi uygun olmayan beslenme alışkanlıklarının gelişmesine neden olur ve kaşıkla beslenme alışkanlığının gelişmesine olanak vermez.
- Bebeği beslemek için kullanılacak kaplar ve kaşıklar temiz olmalıdır.
- Kullanılan kapların gıda artıklarının kalmasının önlenmesi ve kolay temizlenmesi için köşesiz olması gerekmektedir.
- Bu malzemeler bir tencere içinde ağzı kapatılmış olarak en az beş dakika süre ile kaynatılmalı ve ağzı kapalı olarak soğutulmaya bırakılmalıdır.
- Meyve ve sebze pürelerini hazırlarken vitaminlerin kaybolmaması için cam rende kullanılmalıdır.
- Beslenme saatleri hem anne hem de çocuk için mutlu geçen anlar olmalıdır. Beslenme saatlerinde anne rahat olmalı ve acele etmemelidir.
- Çocuk çok hızlı ya da çok fazla beslenmiş ise kusabilir
5-6 aylar arasında meyve (elma, şeftali gibi özellikle mevsimdekiler) ve yoğurt az miktarda başlanabilir.
Yerli pirinç kolayca sindirilebilir ve nadiren allerjik reaksiyonlara neden olur. Önceleri sulu muhallebi şeklinde verilebilir.
Sebze püreleri; patates, havuç, bulgur, kabak ve pirinç ile hazırlanabilir. Çorbalara bir miktar sıvı yağ ilavesi bebeğin enerji ihtiyacını tamamlamada yardımcı olur.
Yaşamın altıncı ayından itibaren yumurta sarısı az miktarda(1/8) başlanabilir ve miktarı artırılarak 10-15 günde tam yumurta sarısına çıkılır.
8-9 aydan itibaren haftada iki-üç kez tam yumurta verilebilir.
Ispanak, turp ve pancar yüksek nitrat içeriği nedeni ile erken beslenme döneminde önerilmemektedir.
8-9 aydan itibaren etli dolmalar, etli sebze yemekleri ve baharatsız ızgara köfte verilebilir. Bu ayın sonunda nişastalı besinler (pilav, makarna, tam buğday ekmek gibi) verilmeye başlanabilir.
Dokuzuncu aydan başlayarak çocuk birçok yiyeceği ısırarak yiyebilir ve bir yaşında aile sofrasındaki yiyecekleri yiyebilir
Yenidoğan bebeğin kalori ihtiyacı vücut ağırlığına göre düşünüldüğünde erişkinin üç katıdır.
Yeterli kalori alımı santral sinir sisteminin gelişimi için gereklidir.
5-6 aydan sonra anne sütü çocuğun ihtiyacını karşılayamayabilir.
Anne sütü çok azalan, ek gıdalar yeterli miktarda verilemeyen ve kilo alma problemi gözlenen bebeklere döneminde devam formülaları önerilebilir.
Hayatın ikinci yılında anne sütü çocuğun ihtiyacının sadece küçük bir bölümünü karşılayabilmesine rağmen, gelişmekte olan ülkelerde uzun süreli 24-30 aya kadar emzirme önerilmektedir
Başlanan ek gıdaların yetersiz ve dengesiz olması sonucunda çocukta büyüme duraklaması olabilir. Bu erken tespit edilmezse beslenme bozuklukları-eksiklikleri ve buna bağlı kalıcı hasar gelişebilir.
Anne sütünün D vitamini yetersizdir.
- ilk 18-24 ay içinde tüm çocuklara 400 IU D vitamini verilmesi ve çocukların güneşe çıkarılmaları gerekmektedir
Ülkemizde vitamin A eksikliği de yaygındır. Vitamin A eksikliğinde büyümede duraklama, immün sistemin baskılanması sonucu kızamık ve ishalli gibi hastalıkların sıklığında artış, körlük gelişmesinde artma tespit edilmiştir.
Hayatın ilk yılında vitamin A ihtiyacı 1500 IU/gündür.
- Vitamin A özellikle peynir, yumurta, karaciğer, balık, yeşil yapraklı sebzeler ve havuçta bulunur.
- Kızartma ve güneşte kurutma vitamin A’nın kaybına neden olur.
İnek sütü barsaktan gizli kanamaya neden olması, demir içeriğinin yeterli olmaması, içerdiği yabancı proteinlerle allerjilere neden olması nedeni ile ilk bir yıl içinde önerilmemektedir
Süt çocuğunda döneminde uygun ek gıdaların verilmemesi sonucu bu dönemde anemi sık görülmektedir.
Süt çocukluğu döneminde görülen ve üç aydan uzun süren kansızlığın tedavi edilse bile okul çocuğunun performansını etkilediği gösterilmiştir.
- Dördüncü aydan itibaren zamanında doğan bebeklere demir desteği önerilmektedir
- Formüla mama alan bebeklere genellikle demir desteğine gerek yoktur
- C vitaminin yeterli tüketilmesi demir emilimini artırır
İçme sularındaki flor miktarı 0.3 ppm’in altında ise diş çürüklerinin önlenmesi için altıncı ay – üç yaş arasındaki çocuklara 0.25 mg/gün florür verilmesi gerekmektedir
Süt çocukluğundaki ve çocukluk çağındaki hatalı beslenmenin
- Hipertansiyon, obesite
- Besin allerjisi ve ateroskleroz gibi erişkin döneminin bazı kronik hastalıklarla ilişkili bulunmuştur.
Ek gıdalara başlanma döneminde çocuğun tuz ihtiyacı yoktur ve tuzsuz besinleri kolayca alabilir.
- İlk 2 yıl içinde bebeğin yiyeceklerine tuz katılmaması önerilir.
- Bu dönemde tuzlu besin alan çocukların hayatlarının ileri dönemlerinde de aşırı miktarda tuzlu besin tükettikleri bulunmuştur.
Ailede allerji öykü olan bebeklerde emzirme döneminde annenin diyetinden allerjen besinlerin çıkartılması ve çocuğa da bu besinleri başlamanın geciktirilmesi önerilmektedir
Ek besinlere geçiş dönemi hem anne sütü ile beslenmeden hem de biberon (mama) ile beslenmeden erişkin besinlere geçiş dönemini kapsar.
Sadece emziren annelerde değil biberon ile besleyen annelerde de rastlanmaktadır. Biberon ile beslenmenin iki hatta dört yaşına kadar devam ettiği görülmüştür.
- Bu durum çocuğun diş gelişimini de olumsuz etkilemektedir.
Anne sütünün besleyici ve enfeksiyonlardan kesinlikle koruyucu, bebek için en uygun karışım olduğu, erişkin besinlere geçişi kolaylaştırdığı ve bebeğin bu zor dönemden geçmesini de kolaylaştırdığı aşikardır.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı
Emre KARAYEL